Seyyahların içerisinde değeri anlaşılmamış olan Evliya Çelebi’nin de, aktardıklarıyla geçmişle bugün arasındaki en önemli köprülerden birisi... Çünkü Evliya Çelebi, gezdiği-gördüğü yerlerdeki halkın inanışlarını, kültürlerini ve yaşayışlarını bugünlere çok iyi bir biçimde aktarıyor.
Evliya Çelebi’nin ünlü Seyahatname’sinde Erzurum hakkında da ilginç bilgiler veriliyor. 17. Yüzyılda Tercan- Aşkale yoluyla Erzurum’a gelen Evliya Çelebi, önce kaleyi ardından sarayları tanıttıktan sonra mahalleri hakkında bilgiler verir. O yıllarda Erzurum’da 70 Müslüman Mahallesi, sadece 7 tane gayri Müslim mahallesi bulunduğunu ve evlerin taştan yapıldığını yazmaktadır. Evliya Çelebi, camilerden, medreselerden ve kervansaraylardan bahsettikten sonra Erzurum’un kültüründen etraflıca bahseder. Çelebi, Seyahatname’de Erzurum halkının Türkmen olduğu, ekserisinin orta boylu ve zinde insanlardan oluştuğu bilgisini vermektedir.
Evliya Çelebi; Erzurum’u anlatırken, zenginlerin samur kürk ve ipek giysiler, orta halli insanların ise genelde kumaştan yapılmış elbiseler giydiğini aktarıyor. Erzurum’un, Seyahatname’de sularıyla da büyük yer tuttuğunu ifade eden Evliya Çelebi, özellikle Cennet Çeşmesi’nin üzerinde duruyor. Seyahatname’den edinilen bilgilere göre, Erzurum’da dönemin en meşhur mesleklerinin terzilik ve kuyumculuk olduğu anlaşılıyor. Yemeklerden ise, tavuk yüreği ve çirişin tüketildiğine tanık olduğu bilgisini veren Çelebi, bunun yanında börek, çörek, kete ve tandır kebabını da Seyahatname’de Erzurum’a has yemekler olarak sıralıyor.
Evliya Çelebi’nin ünlü Seyahatname’sinde Erzurum hakkında da ilginç bilgiler veriliyor. 17. Yüzyılda Tercan- Aşkale yoluyla Erzurum’a gelen Evliya Çelebi, önce kaleyi ardından sarayları tanıttıktan sonra mahalleri hakkında bilgiler verir. O yıllarda Erzurum’da 70 Müslüman Mahallesi, sadece 7 tane gayri Müslim mahallesi bulunduğunu ve evlerin taştan yapıldığını yazmaktadır. Evliya Çelebi, camilerden, medreselerden ve kervansaraylardan bahsettikten sonra Erzurum’un kültüründen etraflıca bahseder. Çelebi, Seyahatname’de Erzurum halkının Türkmen olduğu, ekserisinin orta boylu ve zinde insanlardan oluştuğu bilgisini vermektedir.
Evliya Çelebi; Erzurum’u anlatırken, zenginlerin samur kürk ve ipek giysiler, orta halli insanların ise genelde kumaştan yapılmış elbiseler giydiğini aktarıyor. Erzurum’un, Seyahatname’de sularıyla da büyük yer tuttuğunu ifade eden Evliya Çelebi, özellikle Cennet Çeşmesi’nin üzerinde duruyor. Seyahatname’den edinilen bilgilere göre, Erzurum’da dönemin en meşhur mesleklerinin terzilik ve kuyumculuk olduğu anlaşılıyor. Yemeklerden ise, tavuk yüreği ve çirişin tüketildiğine tanık olduğu bilgisini veren Çelebi, bunun yanında börek, çörek, kete ve tandır kebabını da Seyahatname’de Erzurum’a has yemekler olarak sıralıyor.
