Memleket köktür. Sımsıkı bağlar seni toprağa. Toprak özdür, yaratılıştır, varıştır. Türlü derdi orada yaşarsın. Memleket namustur. Korunur, saklanır, özeldir.
Memleket insanın yuvasıdır. Ailesi orada yaşar. Karınları orada doyar, çocukları orada doğar. Eş dost oradadır. Memleket insanın eli, kolu, bacağıdır. Huzur da oradadır, huzursuzluk da.
Memleket çaresizliktir. Sevsen de sevmesen de terk edemezsin. Hep yüreğinin bir parçasıdır. Küsemezsin, atamazsın, kovamazsın, satamazsın. Memleket gurbet elde özlemdir. Memleket verilmiş sözlerdir, kazanılacak savaşlardır.
Memleket damarda dolaşan kandır. O olmadan sıfırsın, hiçsin. Cenazeler bile memleket hasretiyle taşınır oradan oraya. Memleket türküdür, bozlaktır, sazdır. Dağlara haykırılan feryattır.
Erzurum benim memleketim; yuvam, özüm, geçmişim, kanım. Severim ben Erzurum’u. Bazen kızarım. Yıkasım, dağıtasım gelir ama yapamam işte. Havuzbaşı’na gidip sessizce etrafı izleyince bazen, şöyle derince bir nefes çekince ciğerlerime, geçmez belki kızgınlığım ama durulur inceden inceye.
Neticede insanız hepimiz. Eksi kırk derece soğuk çıkınca, yazları kısacık olunca, kurak yıllar geçirince hepimiz az biraz sinirleniyoruz. Ama memleket işte; terk edilemeyen, vaz geçilemeyen.
Erzurum benim memleketim. Söylediğim şiirim, akıttığım göz yaşım. Erzurum Sümmani’dir, Emrah’tır, Nene Hatun’dur, Karabekir Paşa’dır. Erzurum sazın bam telidir, divit kalemdir. Erzurum mülk-ü İslam’ın kilididir, şehit kanlarının aktığı yerdir.
Erzurum kar ile boran dağlardır, Hüma kuşudur, gökteki turnadır, bülbüllerin eylediği düğündür. Erzurum budur işte, azdır ama özdür. Birdir, tektir, memlekettir. Erzurum benim memleketim; yuvam, özüm, geçmişim, kanım. Severim ben Erzurum’u.
Memleket insanın yuvasıdır. Ailesi orada yaşar. Karınları orada doyar, çocukları orada doğar. Eş dost oradadır. Memleket insanın eli, kolu, bacağıdır. Huzur da oradadır, huzursuzluk da.
Memleket çaresizliktir. Sevsen de sevmesen de terk edemezsin. Hep yüreğinin bir parçasıdır. Küsemezsin, atamazsın, kovamazsın, satamazsın. Memleket gurbet elde özlemdir. Memleket verilmiş sözlerdir, kazanılacak savaşlardır.
Memleket damarda dolaşan kandır. O olmadan sıfırsın, hiçsin. Cenazeler bile memleket hasretiyle taşınır oradan oraya. Memleket türküdür, bozlaktır, sazdır. Dağlara haykırılan feryattır.
Erzurum benim memleketim; yuvam, özüm, geçmişim, kanım. Severim ben Erzurum’u. Bazen kızarım. Yıkasım, dağıtasım gelir ama yapamam işte. Havuzbaşı’na gidip sessizce etrafı izleyince bazen, şöyle derince bir nefes çekince ciğerlerime, geçmez belki kızgınlığım ama durulur inceden inceye.
Neticede insanız hepimiz. Eksi kırk derece soğuk çıkınca, yazları kısacık olunca, kurak yıllar geçirince hepimiz az biraz sinirleniyoruz. Ama memleket işte; terk edilemeyen, vaz geçilemeyen.
Erzurum benim memleketim. Söylediğim şiirim, akıttığım göz yaşım. Erzurum Sümmani’dir, Emrah’tır, Nene Hatun’dur, Karabekir Paşa’dır. Erzurum sazın bam telidir, divit kalemdir. Erzurum mülk-ü İslam’ın kilididir, şehit kanlarının aktığı yerdir.
Erzurum kar ile boran dağlardır, Hüma kuşudur, gökteki turnadır, bülbüllerin eylediği düğündür. Erzurum budur işte, azdır ama özdür. Birdir, tektir, memlekettir. Erzurum benim memleketim; yuvam, özüm, geçmişim, kanım. Severim ben Erzurum’u.
Harika... Tebrik ediyorum...