Üzerinize afiyet, tebabet diliyle; “akut gastro enterit” denilen bir hastalığa tutuldum son birkaç gündür.
Avami ifadeyle de: CIRCIR!
E tabi…
Yediğinize içtiğinize dikkat etmeyince, böyle oluyor…
Bendeniz de Ramazan ayından çıktıktan sonra “işkembe-i kübra” için çalışmış olacağım ki; böylesi bir netice husule geldi işte…
Biliyor musunuz?..
Ağzımızda taşıdığımız dilimiz de böyle adı güzeller!..
Tutamadığınız zaman dönüyor, dolaşıyor ve gün geliyor başınıza bela oluyor söyledikleriniz…
İzninizle ve dahi müsaadenizle ben de “Dil Cırcırı” demek istiyorum buna…
Ve dedim gitti…
***
Son zamanlarda Erzurum’da “Dil Cırcırı” olanların sayısına yenileri o kadar büyük bir hızla ekleniyor ki; istikamet resmen “kıçı olan konuşuyor”a doğru evriliyor neredeyse…
Her neyse…
Baktım olmayacak böyle, “en iyisi” dedim ve bırakalı hayli zaman olan kalemimi yeniden aldım elime…
Kızan kızsın, küsen küssün adı güzeller!..
Bundan böyle dilim döndüğünce, elimden geldiğince ve kalemim yazdığınca sallayacağım artık…
Anlaştık mı?
Anlaştık bile…
***
“Dil Cırcırları” dedim ya demin!..
Kimi matbuattan, kimi tedrisattan, kimi harabattan, kimi garabetten, kısaca türlü türlü mahlukattan müteşekkil…
Fikirleri yok, zikirleri var…
Direksiyon yok, tekerleri var…
Bayramları yok, şekerleri var…
Var da var yani…
Ve bu “dil cırcırları” akıldan, mantıktan, izandan ve vicdandan uzak öyle kelamlar ediyorlar ki; sanırsınız sütten çıkmış ak kaşık mübarekler!..
***
“Ak Kaşık” deyince, aklımıza önce AK Parti, ardından bu partinin Erzurum İl Başkanı Mehmet Emin Öz geldi mesela…
Şimdi bu “dil cırcırları” diyor ki, 24 Haziran seçimlerinde Erzurum’daki oy kaybından Mehmet Emin Öz sorumluymuş…
Neden?..
Güya yeterince çalışmamış…
Dedik ya “dil cırcırı” işte bunlar…
Öyle ki…
Kurukafalarının içerisinde taşıdıkları beyinlerine sadece hamallık yapmayıp, onu aynı zamanda kullanabilseler, oy kaybının sebeplerini çok daha net görebilecekler halbuki…
Ama neylersiniz ki, kabiliyet yok işte…
“Nato Kafa, Nato Mermer”
***
Sonra Orhan Bulutlar’mış seçim başarısızlığın bir başka sebebi…
Niye…
Çalışmış ve Palandöken’e hizmet etmiş diye…
Evet, evet!..
Boş durmamış diye…
Aslında bunları ne yapmak lazımdı, biliyor musunuz?..
Orhan Bulutlar’ın Palandöken’e kazandırdığı ilçe emniyet müdürlüğü, kültür merkezleri, nikah sarayı ve belediye hizmet binası gibi yatırımların inşaatında “kütük” niyetine kullanmak lazımdı…
“Kütük” diyoruz, çünkü karşılıkları ancak bu kadar…
Okuyarak siz de görebilirsiniz örneğin…
Sağdan sola da “kütük”, soldan sağa da…
***
Erzurum’daki oy kaybının sebeplerinden bir diğeri de, Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut’muş…
Niye?..
Harabe durumdaki Erzurum şehir merkezini adam etmeye çalışıyor diye… Erzurum’a yeni ulaşım ağları, yeni yerleşim birimleri, yeni dönüşüm alanları kazandırıyor diye… Belediyenin borçlarını sıfırlamakla kalmıyor, devletin kurumunu zarardan kazanca geçiriyor diye…
Ben şahsen Ali Korkut’un yerinde olsam; hazır elim değmişken, bir dönüşüm projesi de, insana benzeyen bu iki ayaklı gecekondular için uygularım…
Derme çatmalar çünkü…
Sızdırıyorlar…
Sağlıksızlar…
Ve o kadar çürükler ki; kıçları ayrı, başları ayrı oynuyor…
***
Böyle işte…
“Dil Cırcırları” için söyleyeceklerimiz bugünlük bu kadar…
Bir başka günde, bir başka konuda yeniden buluşmak üzere, kalın sağlıcakla…
Avami ifadeyle de: CIRCIR!
E tabi…
Yediğinize içtiğinize dikkat etmeyince, böyle oluyor…
Bendeniz de Ramazan ayından çıktıktan sonra “işkembe-i kübra” için çalışmış olacağım ki; böylesi bir netice husule geldi işte…
Biliyor musunuz?..
Ağzımızda taşıdığımız dilimiz de böyle adı güzeller!..
Tutamadığınız zaman dönüyor, dolaşıyor ve gün geliyor başınıza bela oluyor söyledikleriniz…
İzninizle ve dahi müsaadenizle ben de “Dil Cırcırı” demek istiyorum buna…
Ve dedim gitti…
***
Son zamanlarda Erzurum’da “Dil Cırcırı” olanların sayısına yenileri o kadar büyük bir hızla ekleniyor ki; istikamet resmen “kıçı olan konuşuyor”a doğru evriliyor neredeyse…
Her neyse…
Baktım olmayacak böyle, “en iyisi” dedim ve bırakalı hayli zaman olan kalemimi yeniden aldım elime…
Kızan kızsın, küsen küssün adı güzeller!..
Bundan böyle dilim döndüğünce, elimden geldiğince ve kalemim yazdığınca sallayacağım artık…
Anlaştık mı?
Anlaştık bile…
***
“Dil Cırcırları” dedim ya demin!..
Kimi matbuattan, kimi tedrisattan, kimi harabattan, kimi garabetten, kısaca türlü türlü mahlukattan müteşekkil…
Fikirleri yok, zikirleri var…
Direksiyon yok, tekerleri var…
Bayramları yok, şekerleri var…
Var da var yani…
Ve bu “dil cırcırları” akıldan, mantıktan, izandan ve vicdandan uzak öyle kelamlar ediyorlar ki; sanırsınız sütten çıkmış ak kaşık mübarekler!..
***
“Ak Kaşık” deyince, aklımıza önce AK Parti, ardından bu partinin Erzurum İl Başkanı Mehmet Emin Öz geldi mesela…
Şimdi bu “dil cırcırları” diyor ki, 24 Haziran seçimlerinde Erzurum’daki oy kaybından Mehmet Emin Öz sorumluymuş…
Neden?..
Güya yeterince çalışmamış…
Dedik ya “dil cırcırı” işte bunlar…
Öyle ki…
Kurukafalarının içerisinde taşıdıkları beyinlerine sadece hamallık yapmayıp, onu aynı zamanda kullanabilseler, oy kaybının sebeplerini çok daha net görebilecekler halbuki…
Ama neylersiniz ki, kabiliyet yok işte…
“Nato Kafa, Nato Mermer”
***
Sonra Orhan Bulutlar’mış seçim başarısızlığın bir başka sebebi…
Niye…
Çalışmış ve Palandöken’e hizmet etmiş diye…
Evet, evet!..
Boş durmamış diye…
Aslında bunları ne yapmak lazımdı, biliyor musunuz?..
Orhan Bulutlar’ın Palandöken’e kazandırdığı ilçe emniyet müdürlüğü, kültür merkezleri, nikah sarayı ve belediye hizmet binası gibi yatırımların inşaatında “kütük” niyetine kullanmak lazımdı…
“Kütük” diyoruz, çünkü karşılıkları ancak bu kadar…
Okuyarak siz de görebilirsiniz örneğin…
Sağdan sola da “kütük”, soldan sağa da…
***
Erzurum’daki oy kaybının sebeplerinden bir diğeri de, Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut’muş…
Niye?..
Harabe durumdaki Erzurum şehir merkezini adam etmeye çalışıyor diye… Erzurum’a yeni ulaşım ağları, yeni yerleşim birimleri, yeni dönüşüm alanları kazandırıyor diye… Belediyenin borçlarını sıfırlamakla kalmıyor, devletin kurumunu zarardan kazanca geçiriyor diye…
Ben şahsen Ali Korkut’un yerinde olsam; hazır elim değmişken, bir dönüşüm projesi de, insana benzeyen bu iki ayaklı gecekondular için uygularım…
Derme çatmalar çünkü…
Sızdırıyorlar…
Sağlıksızlar…
Ve o kadar çürükler ki; kıçları ayrı, başları ayrı oynuyor…
***
Böyle işte…
“Dil Cırcırları” için söyleyeceklerimiz bugünlük bu kadar…
Bir başka günde, bir başka konuda yeniden buluşmak üzere, kalın sağlıcakla…
