Prof. Dr. Mehmet Kavukçu...
Uzun yıllardır Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde görevli öğretim üyesi... Bugüne kadar belki de binlerce öğrencinin sanatı sevmesine, özümsemesine ve hatta sanata olan bakış açısını bile değiştirmesine öncülük etmiş bir isim... Tesadüfen karşılaştığımız bazı ortamlarda "tokalaşmış olmaktan" öte bir hukumuz olmamasına rağmen, kendisini aslında 1999 yılından bu yana tanıdığımız bir sanatçı...
O günü hiç unutmayız mesela...
Çifte Minareli Merdrese'de bir sergi açılışındayız; "Alankurgu" ismi... Daha tarihi medresenin kapısından içeri girer girmez gözlerimiz kamaşıyor ve diğer muhabir arkadaşlarımızla birlikte donakalıyoruz adeta...
Aman Allah'ım!..
Bu ne güzellik...
Medresenin içerisinde belki binlerce beyaz balon, havada asılı halde duruyor... Hani mevsimi olsa, "lapa lapa kar yağıyor" diyeceğiz ama; öyle bir şey de yok ortada... Derken açılış için misafirler geliyor, ardından konuşmalar falan yapılıyor ama doğrusu bu durum bizim hiç umurumuzda bile olmuyor... Çünkü o anda orada bulunan herkesin kafası yukarıda; adeta görsel bir ziyafete dönüşen balonları seyrediyor...
İşt o gün bu gündür, Mehmet Kavukçu ismi hep yer edinmiştir hafızamızda... Gerçi Mehmet Kavukçu, bu 'enstalasyon' türü sanat çalışmasıyla Türkiye'nin gündemine de oturmuş, lapa lapa karları Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bile yağdırmıştı bir ara...
Sonrası mı?..
Erzurum'da çok güzel işler çıkardı Mehmet Kavukçu; buzla sanatı buluşturdu bazen, bazen de boyalarla renk kattı sanat gündemine... Kimi çevreler tarafından eleştirilse de, kesik öküz başlarına bile zerafet kazandırmasını bildi...
Kimi zaman şiddete kafa tuttu, kimi zaman da terörü lanetleyen tarafın hem de takendisiydi... Tabuta girdiği günler de oldu, alevlere dans ettirdiği de; kısacası Mehmet Kavukçu, Erzurum'da sanat ve sanatçıyı tarif etme noktasında hep en güzel örneklerden birisi oldu...
Dün mesela...
Hayvanlara ait organ parçalarıyla birbirinden farklı o kadar güzel mesajlar verdi ki; her biri ayrı bir anlam yüklüydü... Ve bu gayretiyle Erzurum'u bir kez daha Türkiye vitrinine olağanüstü sanatsal bir çizgiyle taşıdı...
Kim ne derse desin!..
Mehmet Kavukçu, Atatürk Üniversitesi'nin ve dahi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin her daim yüz akı oldu ve öyle zannediyoruz ki, böyle de kalmaya devam edecek... Zira son zamanlarda sanatın da, sanatçının da şirazesi pek bir fena kaydı; ondan olacak ki, Mehmet Kavukçu gibi sanatçılara duyulan ihtiyaç da artışa geçti doğal olarak...
Ne diyelim...
Umalım da, Erzurum sahip çıksın bu değerine...
Tabii Atatürk Üniversitesi de...
Öbür türlüsü mü?..
Öküzlüğün daniskası olur, veselam!..
Uzun yıllardır Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde görevli öğretim üyesi... Bugüne kadar belki de binlerce öğrencinin sanatı sevmesine, özümsemesine ve hatta sanata olan bakış açısını bile değiştirmesine öncülük etmiş bir isim... Tesadüfen karşılaştığımız bazı ortamlarda "tokalaşmış olmaktan" öte bir hukumuz olmamasına rağmen, kendisini aslında 1999 yılından bu yana tanıdığımız bir sanatçı...
O günü hiç unutmayız mesela...
Çifte Minareli Merdrese'de bir sergi açılışındayız; "Alankurgu" ismi... Daha tarihi medresenin kapısından içeri girer girmez gözlerimiz kamaşıyor ve diğer muhabir arkadaşlarımızla birlikte donakalıyoruz adeta...
Aman Allah'ım!..
Bu ne güzellik...
Medresenin içerisinde belki binlerce beyaz balon, havada asılı halde duruyor... Hani mevsimi olsa, "lapa lapa kar yağıyor" diyeceğiz ama; öyle bir şey de yok ortada... Derken açılış için misafirler geliyor, ardından konuşmalar falan yapılıyor ama doğrusu bu durum bizim hiç umurumuzda bile olmuyor... Çünkü o anda orada bulunan herkesin kafası yukarıda; adeta görsel bir ziyafete dönüşen balonları seyrediyor...
İşt o gün bu gündür, Mehmet Kavukçu ismi hep yer edinmiştir hafızamızda... Gerçi Mehmet Kavukçu, bu 'enstalasyon' türü sanat çalışmasıyla Türkiye'nin gündemine de oturmuş, lapa lapa karları Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bile yağdırmıştı bir ara...
Sonrası mı?..
Erzurum'da çok güzel işler çıkardı Mehmet Kavukçu; buzla sanatı buluşturdu bazen, bazen de boyalarla renk kattı sanat gündemine... Kimi çevreler tarafından eleştirilse de, kesik öküz başlarına bile zerafet kazandırmasını bildi...
Kimi zaman şiddete kafa tuttu, kimi zaman da terörü lanetleyen tarafın hem de takendisiydi... Tabuta girdiği günler de oldu, alevlere dans ettirdiği de; kısacası Mehmet Kavukçu, Erzurum'da sanat ve sanatçıyı tarif etme noktasında hep en güzel örneklerden birisi oldu...
Dün mesela...
Hayvanlara ait organ parçalarıyla birbirinden farklı o kadar güzel mesajlar verdi ki; her biri ayrı bir anlam yüklüydü... Ve bu gayretiyle Erzurum'u bir kez daha Türkiye vitrinine olağanüstü sanatsal bir çizgiyle taşıdı...
Kim ne derse desin!..
Mehmet Kavukçu, Atatürk Üniversitesi'nin ve dahi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin her daim yüz akı oldu ve öyle zannediyoruz ki, böyle de kalmaya devam edecek... Zira son zamanlarda sanatın da, sanatçının da şirazesi pek bir fena kaydı; ondan olacak ki, Mehmet Kavukçu gibi sanatçılara duyulan ihtiyaç da artışa geçti doğal olarak...
Ne diyelim...
Umalım da, Erzurum sahip çıksın bu değerine...
Tabii Atatürk Üniversitesi de...
Öbür türlüsü mü?..
Öküzlüğün daniskası olur, veselam!..
