‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi iftar için ekmek aldığım fırının sahibi elindeki ekmeği gülümseyerek poşete bırakırken.
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi babamın yolda karşılaştığım samimi bir arkadaşı ve uzattı elindeki meyve poşetinden bir meyve ‘‘Bu senin iftarlığın’’ dedi, ekledi ‘’Babana selam söyle!’’
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi komşu teyze acele acele anahtarlığını ararken çantasında. Az biraz dertlendi ayaküstü ‘’Daha yemeğim hazır değil, mukabeleden çıktım bir sohbet var dediler onu dinledik biraz uzun sürdü bugün. Yemek hazırlamaya halim de yok.’’ Gülümsedi ve kapattı kapısını.
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi akşama kadar sokakta oynamış, yorulmuş çocuk arkadaşına. Hayrın ve iftarın ne olduğunu bilmeden fakat büyük bir gururla. Yaşı 8 var ya da yok…
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi uzak memleketlerden arayan akrabam telefonu kapatıken. Erzurum’daki Ramazanlara imrendi içten içe. Haklıydı, imrenilmez miydi Erzurum’da Ramazan’a hiç…
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi baba oğluna, dede torununa, eş dostuna, amca yeğenine, esnaf müşterisine.
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi yolda gördüğü, hiç tanımadığı ve mütemadiyen bir daha da görmeyeceği bir adama…
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi yolda karşılaştığı ve kırgın olduğu arkadaşına, görmeyi hiç arzulamazdı oysa…
Yoldaydı, yolcuydu… Bir yokuşu ağır ağır tırmanıyordu. Herkes gibi oruçlu olmanın tatlı yorgunluğu ve huysuzluğu içerisindeydi. Arkasına bakma ihtiyacı duydu bir an. Yaşlı bir teyzeyi fark etti yol üstünde. Yürümekten yorulmuş, sıcaktan bunalmış yükü ağır bir teyzenin yardımına koştu genç adam. ‘’Yardım edeyim Hacı Teyze’’ dedi. Teyze mahcubiyetin verdiği bir mutlulukla uzattı elindeki poşetleri gence. Yolun bitiminde ‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi teyzeye. Teyze de ona ve birbiri ardınca hayr duası etti yaşlı kadın Bu dua her şeye bedeldi genç için, bütün yorgunluğu geçmişti sanki.
Hayrlar diledi herkes birbirine. Susuzluktan boğazı kurumuş, tek kelime etmeye takati kalmamış, yorgun, halsiz olanlar bile birini gördüğünde hayr diledi karşısındakine…
Her durumda ve her şartta herkesin katında iyi ve makbul olan işi istedi bütün insanlar birbirine. Maddi ve manevi bir karşılık beklemeden iyilik yaptı; fakında olmadan fark etmeden iki kelime ile…
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi; ben Müslüman’ım biliyorum ki sende Müslümansın dedi.
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi; Ben oruçluyum biliyorum ki sen de oruçlusun dedi.
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi; ben senin için en iyi en makbul olanı istiyorum dedi.
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi; ben sana dua ediyorum dedi aslında.
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi; halinden anlıyorum senin dedi.
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ orucunu hayırlısıyla aç dedi aslında.
O ‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi siz de karşılık verdiniz ona… O size dua etti siz de ona dua ettiniz. O size ‘’Senin için en hayırlısını istiyorum’’ dedi, siz de onun için en hayırlısını istediniz. İki kelime söylediniz, içine milyonlarca anlam sığdırdınız. İki kelime ile karşınızdakine sayfalarca metin sundunuz.
Çöl ortasına kar yağdırdı ‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ sözü kutlu bir oruç üstüne, iftarınız ve orucunuz müebbet bir hayra kavuştu. Açken, susuzken, yorgunken size bir lütuf olarak bağışlandı ‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ lafzı.
Birbirinden hoşlanmayan iki kişi dahi hayır duada bulundu birbirine. Ne güzel bir hediyedir Ramazan… Sevmediğine dahi dua ettirir. Ne güzel bir rahmetsin sen şehr-i ramazan. Ne çok merhametlisin sen Rabbim… Dilimizin söylediği iki kelimede ne derin ne sonsuz anlamlar hâkim. Ramazan’ın bereketlerinden biri de bu olsa gerek, herkese söyletiyor bu iki kelimeyi, herkese dinletiyor. Bütün insanların birbirine dua etmesine vesile oluyor. Ne güzelsin sen kutlu ay…
Hayırlı kelimesinin ömrümüzün her anına yerleşmesi duasıyla…
Rahmetinizin bereketi bol olsun…
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi babamın yolda karşılaştığım samimi bir arkadaşı ve uzattı elindeki meyve poşetinden bir meyve ‘‘Bu senin iftarlığın’’ dedi, ekledi ‘’Babana selam söyle!’’
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi komşu teyze acele acele anahtarlığını ararken çantasında. Az biraz dertlendi ayaküstü ‘’Daha yemeğim hazır değil, mukabeleden çıktım bir sohbet var dediler onu dinledik biraz uzun sürdü bugün. Yemek hazırlamaya halim de yok.’’ Gülümsedi ve kapattı kapısını.
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi akşama kadar sokakta oynamış, yorulmuş çocuk arkadaşına. Hayrın ve iftarın ne olduğunu bilmeden fakat büyük bir gururla. Yaşı 8 var ya da yok…
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi uzak memleketlerden arayan akrabam telefonu kapatıken. Erzurum’daki Ramazanlara imrendi içten içe. Haklıydı, imrenilmez miydi Erzurum’da Ramazan’a hiç…
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi baba oğluna, dede torununa, eş dostuna, amca yeğenine, esnaf müşterisine.
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi yolda gördüğü, hiç tanımadığı ve mütemadiyen bir daha da görmeyeceği bir adama…
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi yolda karşılaştığı ve kırgın olduğu arkadaşına, görmeyi hiç arzulamazdı oysa…
Yoldaydı, yolcuydu… Bir yokuşu ağır ağır tırmanıyordu. Herkes gibi oruçlu olmanın tatlı yorgunluğu ve huysuzluğu içerisindeydi. Arkasına bakma ihtiyacı duydu bir an. Yaşlı bir teyzeyi fark etti yol üstünde. Yürümekten yorulmuş, sıcaktan bunalmış yükü ağır bir teyzenin yardımına koştu genç adam. ‘’Yardım edeyim Hacı Teyze’’ dedi. Teyze mahcubiyetin verdiği bir mutlulukla uzattı elindeki poşetleri gence. Yolun bitiminde ‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi teyzeye. Teyze de ona ve birbiri ardınca hayr duası etti yaşlı kadın Bu dua her şeye bedeldi genç için, bütün yorgunluğu geçmişti sanki.
Hayrlar diledi herkes birbirine. Susuzluktan boğazı kurumuş, tek kelime etmeye takati kalmamış, yorgun, halsiz olanlar bile birini gördüğünde hayr diledi karşısındakine…
Her durumda ve her şartta herkesin katında iyi ve makbul olan işi istedi bütün insanlar birbirine. Maddi ve manevi bir karşılık beklemeden iyilik yaptı; fakında olmadan fark etmeden iki kelime ile…
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi; ben Müslüman’ım biliyorum ki sende Müslümansın dedi.
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi; Ben oruçluyum biliyorum ki sen de oruçlusun dedi.
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi; ben senin için en iyi en makbul olanı istiyorum dedi.
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi; ben sana dua ediyorum dedi aslında.
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi; halinden anlıyorum senin dedi.
‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ orucunu hayırlısıyla aç dedi aslında.
O ‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ dedi siz de karşılık verdiniz ona… O size dua etti siz de ona dua ettiniz. O size ‘’Senin için en hayırlısını istiyorum’’ dedi, siz de onun için en hayırlısını istediniz. İki kelime söylediniz, içine milyonlarca anlam sığdırdınız. İki kelime ile karşınızdakine sayfalarca metin sundunuz.
Çöl ortasına kar yağdırdı ‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ sözü kutlu bir oruç üstüne, iftarınız ve orucunuz müebbet bir hayra kavuştu. Açken, susuzken, yorgunken size bir lütuf olarak bağışlandı ‘ ‘Hayırlı İftarlar’’ lafzı.
Birbirinden hoşlanmayan iki kişi dahi hayır duada bulundu birbirine. Ne güzel bir hediyedir Ramazan… Sevmediğine dahi dua ettirir. Ne güzel bir rahmetsin sen şehr-i ramazan. Ne çok merhametlisin sen Rabbim… Dilimizin söylediği iki kelimede ne derin ne sonsuz anlamlar hâkim. Ramazan’ın bereketlerinden biri de bu olsa gerek, herkese söyletiyor bu iki kelimeyi, herkese dinletiyor. Bütün insanların birbirine dua etmesine vesile oluyor. Ne güzelsin sen kutlu ay…
Hayırlı kelimesinin ömrümüzün her anına yerleşmesi duasıyla…
Rahmetinizin bereketi bol olsun…
