Yenigün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Samet Özünal, Erzurum Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan "15 Temmuz Şehitler Abidesi"ni köşesine taşıdı. Yenigün'deki köşesinde, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen'in düpedüz istismar edildiği iddiasında bulunan Özünal, yazısında, açılışının üzerinden üç-beş gün geçmiş olmasına rağmen adeta dökülmeye başlayan 15 Temmuz Şehitler Abidesi'ni ele aldı.
İşte Samet Özünal'ın o yazısı ve Şehitler Abidesi'ne ait fotoğraflar...
SEKMEN Mİ SUÇLU YOKSA EKİBİ Mİ?
15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden tam bir yıl geçti... Bir grup üniforma hırsızı alçağın kalkıştığı bu mel'un girişim, esasen ülkeyi işgal girişimiydi ve Allah korusun gerçekleşmiş olsaydı, şimdilerde halimiz kim bilir nice olacaktı!..
Hamdolsun:
Dualı bir milletmişiz ki; ayağımız değmedi taşa...
Şükrolsun:
Yaradan izin vermedi de, mabedimize uzanamadı namahrem eller...
Binlerce kere...
Milyonlarca kere şükrolsun hem de...
***
E tabi...
Ortada bir 'milli mücadele' olunca; uğruna verilen canlar da olacaktı... Nitekim o kara gecede tam 249 vatan evladı, makamların en güzeline, şehadete yürüdü... Mevla mübarek kılsın, şehitlerimizin ailelerine sabr-ı cemiller ihsan eylesin...
Kolay değil...
Canlarından birer parçayı verdiler; öyle ki, vatan uğruna babasız, anasız, kardeşsiz, evlatsız ve eşsiz kaldılar... Ama biliyorlar ki; o can parçaları hiç şüphesiz bizleri sürekli koruyup kollayan semavi ordumuzun birer neferi oldular...
Sağlar üstelik...
Ölmediler, ebediyyen yaşayacak ve mukaddes nöbetlerini tutmaya devam edecekler...
***
Malumdur...
Türkiye'nin dört bir yanında 15 Temmuz Şehitleri'nin isimlerini yaşatma ve kahramanlıklarını sembolize etme adına güzel adımlar atıldı... Anıtlar, abideler, heykeller yapıldı ki, bu illerden birisi de Erzurum'du... Ve bildiğiniz üzere; Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan "15 Temmuz Şehitler Abidesi" de, Havuzbaşı Kent Meydanı'nda konuşlandırıldı...
Gittik ve yakından gördük dün...
Zira 15 Temmuz'un yıldönümünde Ankara'da olduğumuz için "15 Temmuz Şehitler Abidesi"nin açılışına katılamamıştık...
Her neyse...
Uzaktan bakınca, ne yalan söyleyelim gözlerimiz kamaştı resmen... Altın sarısı parıltısıyla Havuzbaşı Kent Meydanı'na ayrı bir renk katıyor; tarihe altın harflerle yazılan o kahramanlığı sanki de cümle aleme haykırıp duruyordu...
Gururlandık...
Tebrik ve teşekkür dileklerimizi eşlik ettirdik adımlarımıza...
Yaklaştık... Yaklaştık... Yaklaştık...
***
Ve sonra...
Öylesine büyük bir hüzün kapladı ki içimizi; "pes doğrusu!" dedik en yüksek perdeden...
Bu nasıl bir iştir?..
Bu nasıl bir anlayıştır?..
Bu nasıl bir sorumsuzluk, bu nasıl bir basitliktir Allah aşkına!..
O güzelim abide var ya, resmen dökülmeye başlamış şimdiden... Şehitlerin isimlerinin yazılı bulunduğu levha güneşin etkisiyle eriyip kıvrılmış, kaidesi çatlamış, kenarındaki kaplamalar kalkmış...
Sadece bu mu?..
Değil elbette...
Abidenin üzerinde bulunan ve yıldızlarla çevrili olan fors süsleme dahi yerlere düşmüş...
Yetmemiş...
Ayet-i Kerime'nin yazılı bulunduğu ön cephesi ise, - anıt önünde fotoğraf çekilmek isteyenlerin ilgisinden olacak- ayak izleriyle dolmuş...
Yazık!..
Vallahi yazık!..
Billahi yazık!..
***
"15 Temmuz Şehitler Abidesi"ni kim ya da kimler tasarlayıp yaptı, bilmiyoruz... İlaveten bu anıtı yapan firmanın daha önce böyle bir çalışmasının olup olmadığını da...
Ve fakat bildiğimiz bir şey var; o da, birileri Başkan Sekmen'i hem de fena halde istismar etmiş beyler!..
Haksız mıyız?
Başkan Sekmen, fevkalade isabetli bir adım atıyor ve Havuzbaşı Kent Meydanı'na "15 Temmuz Şehitler Abidesi" yapma kararı alıyor... Kuvvetle muhtemel kurmaylarına talimat veriyor ve bu anıtın bir an önce yapılarak 15 Temmuz'un yıldönümüne yetiştirilmesini istiyor...
Ve sonuç:
Bırakınız karı, kışı ve buzu; güneş ışıklarına dahi dayanamayan bir yapı çıkıyor ortaya ve açılışının üzerinden sadece birkaç gün geçmiş olmasına rağmen patır patır dökülmeye başlıyor...
***
Peki, kimi suçlayalım şimdi?..
Gayet anlamlı bir girişimde bulunarak, 15 Temmuz kahramanlık destanınını abideleştiren ve bu konuda ekibine güvenen Başkan Sekmen'i mi?.. Yoksa iş yaptığını zannederek Başkan Sekmen'in güvenini boşa çıkaran ekibini mi?..
Ne dersiniz, suçlu olan kimdir sizce?..
Erzurum'u profesyonel belediyecilikle tanıştıran Başkan Sekmen midir yoksa Başkan Sekmen'in hemen her gayretini zayi eden amatörler midir?.. Sizi bilmiyoruz ama bize göre bu manzaranın tek müsebbibi; Başkan Sekmen'in kendilerine güvenerek en büyük hatayı yaptığı ilgili kurmayları ve dahi teknik açıdan hiçbir ayrıntının hesaba katılmadığı hem de her halinden belli olan o anıtı yapan firmadır...
Dolayısıyla sormak lazım o firmaya:
Yahu beyler!..
Hadi hiç ata binmediniz, Allah aşkına bir bineni de mi görmediniz?..
***
Ve naçizane bir tavsiye de Başkan Sekmen'e:
Sayın Başkan!..
Siz, siz olunuz, ekibinizin attığı her adımı bitamam tetkik ediniz lütfen!.. Yok eğer bu yazdıklarımızda haksız olduğumuzu düşünüyorsanız da, Erzurum'a kazandırdığınız "15 Temmuz Şehitler Abidesi"nin içler acısı halini gidip kendi gözlerinizle görünüz!..
Emin olunuz, siz de bizim gördüğümüzü göreceksiniz:
İSTİSMAR!





İşte Samet Özünal'ın o yazısı ve Şehitler Abidesi'ne ait fotoğraflar...
SEKMEN Mİ SUÇLU YOKSA EKİBİ Mİ?
15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden tam bir yıl geçti... Bir grup üniforma hırsızı alçağın kalkıştığı bu mel'un girişim, esasen ülkeyi işgal girişimiydi ve Allah korusun gerçekleşmiş olsaydı, şimdilerde halimiz kim bilir nice olacaktı!..
Hamdolsun:
Dualı bir milletmişiz ki; ayağımız değmedi taşa...
Şükrolsun:
Yaradan izin vermedi de, mabedimize uzanamadı namahrem eller...
Binlerce kere...
Milyonlarca kere şükrolsun hem de...
***
E tabi...
Ortada bir 'milli mücadele' olunca; uğruna verilen canlar da olacaktı... Nitekim o kara gecede tam 249 vatan evladı, makamların en güzeline, şehadete yürüdü... Mevla mübarek kılsın, şehitlerimizin ailelerine sabr-ı cemiller ihsan eylesin...
Kolay değil...
Canlarından birer parçayı verdiler; öyle ki, vatan uğruna babasız, anasız, kardeşsiz, evlatsız ve eşsiz kaldılar... Ama biliyorlar ki; o can parçaları hiç şüphesiz bizleri sürekli koruyup kollayan semavi ordumuzun birer neferi oldular...
Sağlar üstelik...
Ölmediler, ebediyyen yaşayacak ve mukaddes nöbetlerini tutmaya devam edecekler...
***
Malumdur...
Türkiye'nin dört bir yanında 15 Temmuz Şehitleri'nin isimlerini yaşatma ve kahramanlıklarını sembolize etme adına güzel adımlar atıldı... Anıtlar, abideler, heykeller yapıldı ki, bu illerden birisi de Erzurum'du... Ve bildiğiniz üzere; Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan "15 Temmuz Şehitler Abidesi" de, Havuzbaşı Kent Meydanı'nda konuşlandırıldı...
Gittik ve yakından gördük dün...
Zira 15 Temmuz'un yıldönümünde Ankara'da olduğumuz için "15 Temmuz Şehitler Abidesi"nin açılışına katılamamıştık...
Her neyse...
Uzaktan bakınca, ne yalan söyleyelim gözlerimiz kamaştı resmen... Altın sarısı parıltısıyla Havuzbaşı Kent Meydanı'na ayrı bir renk katıyor; tarihe altın harflerle yazılan o kahramanlığı sanki de cümle aleme haykırıp duruyordu...
Gururlandık...
Tebrik ve teşekkür dileklerimizi eşlik ettirdik adımlarımıza...
Yaklaştık... Yaklaştık... Yaklaştık...
***
Ve sonra...
Öylesine büyük bir hüzün kapladı ki içimizi; "pes doğrusu!" dedik en yüksek perdeden...
Bu nasıl bir iştir?..
Bu nasıl bir anlayıştır?..
Bu nasıl bir sorumsuzluk, bu nasıl bir basitliktir Allah aşkına!..
O güzelim abide var ya, resmen dökülmeye başlamış şimdiden... Şehitlerin isimlerinin yazılı bulunduğu levha güneşin etkisiyle eriyip kıvrılmış, kaidesi çatlamış, kenarındaki kaplamalar kalkmış...
Sadece bu mu?..
Değil elbette...
Abidenin üzerinde bulunan ve yıldızlarla çevrili olan fors süsleme dahi yerlere düşmüş...
Yetmemiş...
Ayet-i Kerime'nin yazılı bulunduğu ön cephesi ise, - anıt önünde fotoğraf çekilmek isteyenlerin ilgisinden olacak- ayak izleriyle dolmuş...
Yazık!..
Vallahi yazık!..
Billahi yazık!..
***
"15 Temmuz Şehitler Abidesi"ni kim ya da kimler tasarlayıp yaptı, bilmiyoruz... İlaveten bu anıtı yapan firmanın daha önce böyle bir çalışmasının olup olmadığını da...
Ve fakat bildiğimiz bir şey var; o da, birileri Başkan Sekmen'i hem de fena halde istismar etmiş beyler!..
Haksız mıyız?
Başkan Sekmen, fevkalade isabetli bir adım atıyor ve Havuzbaşı Kent Meydanı'na "15 Temmuz Şehitler Abidesi" yapma kararı alıyor... Kuvvetle muhtemel kurmaylarına talimat veriyor ve bu anıtın bir an önce yapılarak 15 Temmuz'un yıldönümüne yetiştirilmesini istiyor...
Ve sonuç:
Bırakınız karı, kışı ve buzu; güneş ışıklarına dahi dayanamayan bir yapı çıkıyor ortaya ve açılışının üzerinden sadece birkaç gün geçmiş olmasına rağmen patır patır dökülmeye başlıyor...
***
Peki, kimi suçlayalım şimdi?..
Gayet anlamlı bir girişimde bulunarak, 15 Temmuz kahramanlık destanınını abideleştiren ve bu konuda ekibine güvenen Başkan Sekmen'i mi?.. Yoksa iş yaptığını zannederek Başkan Sekmen'in güvenini boşa çıkaran ekibini mi?..
Ne dersiniz, suçlu olan kimdir sizce?..
Erzurum'u profesyonel belediyecilikle tanıştıran Başkan Sekmen midir yoksa Başkan Sekmen'in hemen her gayretini zayi eden amatörler midir?.. Sizi bilmiyoruz ama bize göre bu manzaranın tek müsebbibi; Başkan Sekmen'in kendilerine güvenerek en büyük hatayı yaptığı ilgili kurmayları ve dahi teknik açıdan hiçbir ayrıntının hesaba katılmadığı hem de her halinden belli olan o anıtı yapan firmadır...
Dolayısıyla sormak lazım o firmaya:
Yahu beyler!..
Hadi hiç ata binmediniz, Allah aşkına bir bineni de mi görmediniz?..
***
Ve naçizane bir tavsiye de Başkan Sekmen'e:
Sayın Başkan!..
Siz, siz olunuz, ekibinizin attığı her adımı bitamam tetkik ediniz lütfen!.. Yok eğer bu yazdıklarımızda haksız olduğumuzu düşünüyorsanız da, Erzurum'a kazandırdığınız "15 Temmuz Şehitler Abidesi"nin içler acısı halini gidip kendi gözlerinizle görünüz!..
Emin olunuz, siz de bizim gördüğümüzü göreceksiniz:
İSTİSMAR!





Son Güncelleme: 19.07.2017 12:29