Yenigün Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni ve Nokta25 Editörü Samet Özünal, Erzurum Valisi Dr. Ahmet Altıparmak'ın yaptığı ilginç Erzurum benzetmesini köşesine taşıdı.
İşte Samet Özünal'ın o yazısı:
"BABA EVİ"NİN KAPILARI...
Erzurum'da hemen herkesin şaşmaz geleneğidir:
İşte Samet Özünal'ın o yazısı:
"BABA EVİ"NİN KAPILARI...
Erzurum'da hemen herkesin şaşmaz geleneğidir:
Bayramlarda bütün kardeşler, eşler, çoluk-çocuk, torun-torba herkes baba evinde toplanır ve o güzelim bayram sabahları daha bir keyifli ve bir o kadar da anlamlı hale gelir... Dolayısıyla baba evindeki nimet ve bereket kuşatır tüm kardeşleri ve bütün aile efradını...
Hem sadece karınlar da doymaz... Gönüller de, yürekler de bir sonraki bayrama yetecek kadar doygunluğa ulaşır baba evinde...
Evet...
''Baba Evi''
Vali Sayın Ahmet Altıparmak'ın Erzurum'u tarif etmek amacıyla kullandığı harikulade bir benzetim...
Dün Sayın Vali ile makamında bir araya geldik; eksik olmasınlar, nezaketleriyle yine ön plandaydılar... Sohbetimiz boyunca Erzurum'u ve Erzurum'un yarınlarını konuştuk hep... Şehrin son yıllarda kaydettiği mesafeye ve kazandığı ivmeye ilaveten Erzurum için daha nelerin yapılabileceği hususunda naçizane görüş alışverişinde bulunduk...
Erzurum'un bölgedeki yeri ve konumunu tarif ederken öylesine hoş bir tanım getirdi ki Sayın Vali, deyim yerindeyse altına gözümüz kapalı imza attık...
Dedi ki Sayın Vali:
''...Bölgedeki hiçbir il Erzurum için rakip değil... Erzurum bu bölgenin merkezi, büyüğü, kalbi... Herkesin fırsat buldukça bir araya geldiği tıpkı bir baba evi gibi...''
''Fırsat''ın altını çizdik, çünkü bu kelime en az bir ''bayram'' kadar değer taşıyor Erzurum için...
Şöyle ki;
Hatırlayınız!
Erzurum'da Sayın Vali'nin girişimleriyle mükemmel bir kitap fuarı organize edilmiş ve yüz binlerce insan Erzurum'a akın etmişti...
Nereden?
Bölgedeki hemen hemen tüm illerden...
Peki, ne olmuştu sonunda?
Erzurum canlanmış, Erzurum kıpırdamış, özetle Erzurum kazanmıştı...
Hatta bu organizasyon öyle bir şölene dönüşmüştü ki; baba evinde buluşan kardeşler bir yana aileden olmayanların bile iştahı kabarmıştı resmen...
Fırsat mı?
Alın size fırsat!
***
Sonra Tabyalar Yürüyüşü...
İtiraf edelim, Aziziye Zaferi'nin yıldönümü böyle bir gelenekle tanıştırılmış olunmasaydı, her yıl on binlerce insanın tabyalara doğru yürüyüş yapacağı inanın aklımıza bile gelmezdi...
Peki, ne oldu sonunda?
Ne olacak, Erzurum o kadar güzel bir etkinliğe kavuştu ki; sadece bu şehirden değil, Türkiye'nin dört bir yanından insanlar Aziziye Zaferi'nin yıldönümlerinde Erzurum'a koşar oldu...
Yani, Erzurum canlandı, Erzurum kıpırdadı, özetle Erzurum kazandı...
Fırsat mı?
Alın size fırsat!
***
Ne var başka elimizde?
Turizm, spor, sağlık, eğitim, kültür, sanat, ticaret ve daha neler neler...
Bakın!
Görüyor musunuz?
Erzurum'un değerine değer katacak o kadar çok nimetimiz var ki; her biri bu şehre birer bayram yaşatacak nitelikte hem de...
Yeter ki, bu fırsatları değerlendirmesini bilelim...
Yeter ki, yeni fırsatlar ortaya koymaya, Erzurum için yepyeni imkanlar oluşturmaya bakalım!
Hülasa oturarak olmuyor bu işler...
Oturduğumuz yerde birbirimizi kıskanmakla ve yerden yere vurmakla da olmuyor... Dolayısıyla ya açacağız baba evinin kapılarını ya da üzerine; ''bayram gelmiş neyime'' notunu asıp, yıllardır olduğu gibi yine ve yeniden yalnız kalacağız...
Son Güncelleme: 11.03.2016 12:27